KIYAMET NE ZAMAN KOPAR ?


   KIYAMET NE ZAMAN KOPAR ?
Kıyamet ne zaman kopar?
Günümüzdeki en önemli tartışma konularından biri de bu: Kıyamet ne zaman kopacak? 2012 mi yoksa 2120 mi? Tüm kıyamet alametleri nerdeyse çıkmadı mı? İşte dünya herc-ü mec içinde, insanlar paraya tapar olmuşlar, hırstan ve kinden birbirlerini boğazlıyorlar. Dindarlar kötü görülüyor. Ve dünya her an üzerine aralıksız yağacak olan ve dünyayı dümdüz edecek olan göktaşlarını bekliyor. Ama daha vakit var.Hadislere göre kıyametten önce çok muhteşem bir altınçağ dönemi var.
Hz. Mehdi’nin ve Hz. İsa’nın zuhuru, İslam’ın son kez tüm dünyaya hâkim olması var. Bunun ardından öyle şiddetli bir bozulma olacak ki, kıyamet inkâr edenlerin başına kopacak. Bu da hadislerde 2120 yılına denk geliyor. Şimdi hadislerde yer alan kıyamet alametlerine bakalım.    
“Allah’ın Kitabı ar, İslam garip bir hale gelmedikçe kıyamet kopmaz.”
İbni Ebi Dünya ve Taberi’nin rivayet ettiği uzunca bir hadisten. Allah’ın kitabı, Adam mesela Kuran’ı saklıyor. Utanıyor Kitabı, Kuran’ı göstermekten. Allah’ın Kitabı ar konusu olunca, diyor. Mesela evinde görünür bir yerde tutmuyor Kitabı. Veyahut yazıhanesinde veyahut iş yerinde mesela lüks bir restoranda, lüks bir yerde Kuran’ın görünmemesine özen gösteriyor. Hâşâ, onu küçük düşürücü bir şey olarak görüyor. “Allah’ın Kitabı ar, İslam garip bir hale gelmedikçe kıyamet kopmaz.” İşte bu Hz. Mehdi’nin çıkış alametlerindendir.
“İnsanlar hayvanların birbirlerini yollarda boynuzladıkları gibi boynuzlamadıkça kıyamet kopmaz.” 
Yani saldırganlık, anarşi, kavga yaygınlaştığında. Hepiniz görüyorsunuz, arabalardan iniyorlar, sille tokat birbirlerine giriyorlar. Kafa atıyorlar birbirlerine, boynuzlama dediği o. Bakın, yaptıkları kavganın türüne varıncaya kadar peygamberimiz anlatmış. Ünlü hadislerden bir tanesi.
“Kalpler birbirinden nefret etmedikçe, fikirler ayrılmadıkça, öz kardeşler dinde ihtilafa düşmedikçe kıyamet kopmaz..”
“Kalpler birbirinden nefret etmedikçe”Mesela o onu sevmiyor, o onu sevmiyor.  Dışarı çıkıp baktığımızda birbirini seven insan çok nadir oluyor. Birbirinin yüzüne bakmıyor insanlar. Selam vermiyor, hal hatır sormuyor. Hâlbuki ne güzel Allah’ın kulları. Hepsine selam ver. Sevgi göster, muhabbet et. “Nefret etmedikçe” diyor. “Sen şu partidensin, ben bu partidenim, sen şu tarikattansın, ben bu tarikattanım.” Birçoğu bu yüzden nefret ediyor birbirlerinden.“fikirler ayrılmadıkça,  kardeşler dinde  ihtilafa  düşmedikçe” İşte bu cemaatlerin, mezheplerin birbirlerine olan ihtilaflarını Peygamberimiz açıklıyor. Ebû ed-Deylemî Huzeyfe’den açıklıyor bu hadisi. “kıyamet kopmaz.” Yani Mehdi’nin çıkış alameti.
“Liderlerin zulmetmesi, yıldızların doğrulanması ve kaderin yalanlanması kıyamet alametlerindendir…”
“Yıldızların doğrulanması,”Her yerde yıldız falı bakılıyor. Yıldız falı bakanlar hemen hemen her televizyon kanalına çıkıyor. İlk defa oluyor yıldız falına merak bu kadar. Gazetelerde, her yerde var. Her yerde yıldız falı var. “Ve kaderin yalanlanması” Hocalar, âlimler çıkıyor; “Kader diye bir şey yok” diyorlar. İlk defa televizyonlar, radyolar, ilahiyat profesörleri, “Kader diye bir şey yoktur” diyorlar. Açıkça ayet olduğu halde hem de bir tane, iki tane, üç tane değil. Allah alenen söylediği halde kabul etmiyorlar. “Kaderin yalanlanması kıyamet alametlerindendir.”  
“Ey Selman!” diyor Peygamberimiz (sav). “Ne zaman ki melikler seyahat, zenginler ticaret, fakirler dinlenmek, hafızlar gösteriş yapmak için hacca giderler işte o zaman kuyruğu bulunan bir yıldız zuhur edecektir.” 
İşte Halley kuyrukluyıldızı, Lulin kuyrukluyıldızı. İkisi de çıktı. Mehdi’nin zamanında çıkacak olan yıldız ve bu ahir zamanda Mehdi devrinde olacak alametlerden bir tanesidir. Şimdi hacca giden kardeşlerimiz oluyor, yani herkes biliyor adam seyahat etmek için istiyor. Karısıyla kızı çoluk çocuk doluşuyorlar. Samimi gidenleri tenzih ediyorum ama hakikaten alenen biliniyor; adam sırf gezmek için gidiyor. Orada zaten çok lüks oteller var, böyle turistik tesise dönüşmüş durumda bir yönüyle. Bak, diyor; “Melikler seyahat” Mesela adam başbakan veyahut cumhurbaşkanı, devlet başkanı maiyeti erkânıyla beraber ne için diyor; seyahat için. Değişiklik olsun, hani görmedik demeyelim diye.  Hacca da gitmedik demesinler diye oraya bir gidelim diyor, görelim diyor çoluk çocuk.“Zenginler ticaret için” diyor. Alışveriş için gidiyor, ticarete gidiyor, o arada da hac yapmış oluyor veyahut işte umre haccı yapmış oluyor. Ama mal götürüp mal getiriyor. Tabii hepsi değil, bir kısmı böyle. “Fakirler dinlenmek için” Çünkü az bir parası var. “Falanca seyahat örgütü” diyor, “Şirketi çok ucuza Umre seyahati ayarlıyormuş” diyor, “Hadi bakalım” diyor, çoluk çocuk falan ufaklıklar da hep beraber doluşuyorlar.  “Bir dinlenmiş oluruz, bir değişiklik olur.“ Hani bir görmüş oluruz şöyle.” İbadet kastıyla değil. “Hafızlar gösteriş yapmak için” İlmi olan âlimler, mesela sarıklı cübbeli falan, toplanıyorlar yüzlerce kişi bir arada birlikte resimler çektiriyorlar. Baştan sona kadar gösteriş. Anlata anlata bitiremiyorlar. Gösterişe dayalı oluyor. Bunun böyle olduğunu bilen on binlerce, milyonlarca insan vardır.  Ama samimi gidenleri tenzih ediyorum.
Hadisin ahir zamanda böyle aynısıyla zuhur etmesi çok muhteşem. Çünkü daha önce hacca gitmesi için bir insanın ya deveyle ya atla, ya da yürüyerek gitmesi gerekiyordu. Yani hakikaten samimi gitmesi gerekiyordu. Ama şu an evin önünden onu araba alıyor, minibüs havaalanına götürüyor. Havaalanından da otobüsle uçağa götürüyorlar. Uçağa biniyor, uçaktan iniyor. Oradan da arabayla alıp oteline götürüyorlar. Son derece kolay. Artık seyahat için, eğlenmek için, değişik yerler görmek için, hediyelik eşya almak için, çoluk çocuk dinlenmek için, yüksek binalardan Kâbe’ye bakabilmek için bir fırsat çıkmış oluyor. Biraz da parası oldu mu, zaten ucuz da, çok ucuza mal alıyor. Eskiden çok para gerektiriyordu. Çünkü çok uzun yollar gitmesi gerekiyordu. Konaklama masrafları, yol masrafları çok tutuyordu.  Şu an çok ucuza bu olay gerçekleşiyor. Dolayısıyla sadece ahir zaman ait bir konu olduğu ve Mehdi devrine ait olduğunu görüyoruz. Daha önce böyle bir hac imkânı yoktu.  İlk defa bu yüzyılda böyle bir hac imkânı ortaya çıktı. Hatta son yıllarda değil mi, umre haccı son derece kolaylaştı. Fakat ayrıca diyor ki Peygamberimiz kuyruğu bulunan bir yıldız zuhur edecektir yani kuyrukluyıldızların çıktığı vakitte. Yani bu yüzyılda. İki şey bir arada. Teknoloji, bilim açısından, ilmi vasıtalar açısından, teknolojik vasıtalar açısından, para açısından, organize faaliyetler açısından, turistik faaliyetler açısından bu yüzyıl ilk defa böyle müsait oldu. Son yirmi yıl özellikle son otuz yıl çok müsait oldu. Ve kuyruklu yıldızlar bu devirde çıktı. İki kuyrukluyıldız birden. Mehdi devrini Peygamberimiz ne kadar net açıklamış. Samimi hacca gidenleri tenzih ederim.
“Suretlerin maymun veya domuza dönüşmesini, gökten taş ve benzerlerinin yağmasını bekleyin!” 
Suretlerin maymun veya domuza dönüşmesi diyor hadiste. Yani insanların güzelliğinin azalması. Hakikaten insanların güzelliği azaldı. Eskiden güzel insan çok fazlaydı. Hatta benim çocukluğumda çok çok fazlaydı güzel insan. Ama suretler değişecek diyor Peygamberimiz, yani insanların suretlerinde bozulma olacak diyor. Bir de bir kısım insanların yüzü de maymun veya domuza dönüşecek diyor. Yani son derece nursuz ve dışarıdan baktığımızda domuz gibi görünüyor. Veyahut maymun gibi yüzündeki ifade. Bütün dünyada böyle bir felaket oldu. Yani nesiller bozuldu. Allah insanlardan güzelliği aldı. Bizim milletimiz güzel millettir imanlı olduğu için. Ama iman olmayan yerlerde insanların güzelliği kalmadı. Gökten taş ve benzerlerinin yağmasını bekleyin. Gökten taş yağıyor, başka?  Bomba yağıyor. Değil mi, bakın, her yerde gökten bomba yağıyor. Suriye’de, Irak’ta her yerde Afganistan’da binlerce ton bomba insanların başına yağdı. Taş da yağıyor. Çünkü bomba patladı mı taşı havaya kaldırıyor. Taşı, toprağı havaya kaldırıyor. Binlerce kilo taş gökyüzünden insanların üstüne yağıyor ve bomba yağıyor. Taş ve bomba, şu an öyle. Çünkü her bomba patladığında yüzlerce, binlerce kilo taşı, toprağı, kayayı alıp yüzlerce metre ileriye fırlatıyor. Evlere, camlara, duvarlara her yere bunlar isabet ediyor. İnsanın başlarına yağıyor bu taşlar. Her yeri birbirine katıyor.
“Milletin lideri, o milletin en alçağı olduğunda bu kıyamet alametidir”diyor. Mesela Stalin en alçağıydı, Hitler en alçağıydı, Kaddafi en alçağıydı, Hüsnü Mübarek en alçağıydı. Hepsi kendi halkına zulmetti, çoluk çocuk demeden katlettiler. Tabii bu liderlerin arasında iyileri de var. liderler de var.
Bakın hadiste, “mescitlerde sesler yükseldiği vakit” diyor. Mescitlerde Kuran okunuyor, bağıra bağıra insanlar konuşuyorlar. Her mescitte mukabele oluyor, birçoğunda Kuran okunuyor. Hâlbuki Allah Kuran okunduğunda susun ve dinleyin diyor. Camide bağırarak konuşulmaz. Fısıltıyla da konuşulmaz. Cami de konuşulacak yer değildir. Kuran okunurken sessiz dinlenilir. Hemen hemen camilerin büyük bölümünde ben bunu görüyorum.  Bu da bir kıyamet alametidir ve Mehdi’nin çıkış alametidir Kuran okunurken insanların yüksek sesle konuşması kıyamet alametlerindendir.
Share this article :
 

Yorum Gönder

 
Support : Creating Website | Johny Template | Mas Template
Copyright © 2011. OĞUZHAN HAZAN - All Rights Reserved
Template Created by Creating Website Published by Mas Template
Proudly powered by Blogger