EVRiM TEORiSiNiN ASLA AÇIKLAYAMAYACAGI GERÇEKLER!


Evrim teorisinin asla açıklayamadığı gerçekler !

Evrim teorisi 21. yüzyıl bilimi sayesinde tamamen tarihe gömülmüştür.
Evrim teorisi insanın tek bir DNA molekülünde bir milyon ansiklopedi sayfasını dolduracak bilgi saklanmasını, tek bir proteinin oluşması için başka bir proteine ihtiyaç olmasını, milyarlarca yaratılışı ispat eden fosil varken, türlerin birbirlerinden evrimleştiklerini gösteren tek bir ara fosilin olmamasını açıklayamaz. Daha bunun gibi yüzlerce konuda evrimciler 21. Yüzyılın gelişen teknolojisi karşısında köşeye sıkışmışlardır. Bu yüzden yaratılışçılar dünya çapında evrim teorisinin yıkılışını ispate eden konferanslar düzenlerlerken, evrimciler köşelerine çekilmiş evrim teorisinin yıkılışını sessizce seyretmektedirler. Bilim adamı Lipson evrim teorisi ile ilgili şu gerçeği itiraf eder:

H. S. Lipson:  
Eğer canlılık atomların, doğa güçlerinin ve radyasyonun karşılıklı etkileşimleri sonucunda oluşmamışsa nasıl oluşmuştur? Sanırım tek kabul edilebilir açıklamanın yaratılış olduğunu kabul etmeliyiz. Bundan ne kendim ne de fizikçiler hoşlanmamaktadır. Ancak eğer bir teoriyi bilimsel deliller destekliyorsa, o teoriyi sırf hoşlanmadığımız için reddedemeyiz. Aslında evrim bir anlamda bilimsel bir din haline geldi; hemen hemen bütün bilim adamları bunu kabul etti ve birçoğu onunla uyumlu olması için gözlemlerini eğip bükmeye hazırlandılar.

Evrim teorisinin yaşayan canlıların tüm özelliklerini sayabilme yeteneği beni daima teoriden kuşkulanmaya itmiştir (Örneğin zürafanın uzun boynu). Bu nedenle son 30 yıllık biyolojik araştırmaların Darwin'in teorisine uygun olup olmadığına baktım. Uygun olduğunu düşünmüyorum. Bana göre teori ayakta bile duramamaktadır.1

Şimdi evrim teorisinin açıklayamadığı birkaç önemli gerçeğe göz atalım:

1. Canlılardaki İndirgenemez Kompleks Yapılar Evrim Teorisine Meydan Okuyor

Evrim teorisinin iddialarını tümüyle geçersiz kılan indirgenemez komplekslik, evrimcilerin iddia ettikleri aşama aşama gelişimi imkansız hale getirir. Örneğin biraraya gelerek gözü oluşturan, gözyaşı bezi, retina, iris gibi organellerin aşamalarla teker teker oluşmaları mümkün değildir. Çünkü gözü oluşturan tüm parçalar eksiksiz olduğunda görme gerçekleşecektir. Biri eksik olsa organ işlevsiz olacağından evrime göre işlevsiz bir organın "doğal seleksiyona" uğrayarak yok olması gerekmektedir.

2. Evrim Teorisi, Canlılardaki Üstün Yaratılışı Açıklayamaz

Bir odaya girdiğinizde eğer masanın üzerindeki kağıdın üzerinde mürekkep lekesi görürseniz, mürekkep şişesinin bir şekilde kağıdın üzerine döküldüğünü ve orada rastgele bir şekil oluşturduğunu düşünürsünüz. Ancak eğer bu kağıdın üzerine mürekkeple yazılmış "BABANI ARA" diye bir not görürseniz, bu yazının kağıdın üzerinde rastgele oluşmadığını bilirsiniz. Notun sahibini görmeseniz bile, bunun bilinçli bir kişi tarafından yazılmış anlamlı ve amaçlı bir not olduğundan şüphe etmezsiniz. Veya, çok güzel bir tablo gördüğünüzde, ressamını görmemiş olsanız bile bu tablonun bilinçli bir kişinin eseri olduğunu bilirsiniz.

Boyaların yere dökülerek bu resmi rastgele oluşturduğunu hiçbir zaman düşünmezsiniz. Aynı gerçek canlılıktaki kusursuz düzen için de geçerlidir. Canlılardaki kusursuz ve olağanüstü düzen, onların tesadüflerin eseri olmadıklarını, bir anda var olduklarını açıkça göstermektedir. Evrim teorisi ise, bu gerçek karşısında çökmüştür. Canlılıktaki bu üstün düzenin sahibi alemlerin Rabbi olan Allah'tır.

3. Farklı Canlı Türleri Nasıl Farklı DNA'lara Sahip Olmuşlardır?

Evrimciler, canlı türlerinin farklı genetik bilgilere sahip olmalarını mutasyonlara bağlarlar. Mutasyon DNA'da radyasyon ya da kimyasal etkiler sonucunda meydana gelen değişikliklerdir. Oysa mutasyonlar DNA'ya ya zarar verir ya da üzerinde etkisiz olurlar.

Bunu şöyle bir örnekle açıklayalım: Kalın bir dünya tarihi kitabının baştan sona bilgisayara yazılmasını isteyelim. Bu iş yapılırken, kitabı birkaç kez baştan yazdıralım ve her seferinde kitabı yazan kişiye arada tuşlara gözlerini kapatarak (tesadüfen) basmasını isteyelim. Bu yöntemle tarih kitabı gelişir mi? Örneğin daha önce kitapta var olmayan "Eski Mısır Tarihi" gibi bir bölüm oluşabilir mi? Elbette ki kitaba eklediğimiz harf hataları kitabı geliştirmez, aksine tahrip eder, anlamını bozar. Ama evrim teorisinin iddiası, "harf hatalarının bir kitabı geliştirdiği" yönündedir.

4. DNA'daki 25 Ciltlik Ansiklopedi Dolusu Bilgi Tesadüfen Ortaya Çıkamaz

İnsanın tek bir DNA molekülünde bir milyon ansiklopedi sayfasını dolduracak bilgi bulunmaktadır. Bu bilgilerin tamamı çok önemli bir sıralamaya sahiptir. Şimdi düşünün, milyonlarca harfi rastgele caddeye serpsek, serpilen bu harflerin hepsi bir makale haline dönüşse, sonra bu milyonlarca harf gazete sayfasındakiler gibi yazılar oluştursa, bunun kör bir tesadüf eseri olduğunu söylemek mümkün müdür? Elbette ki hayır. Ancak Darwinist anlayışa göre bu olağanüstü olayın tesadüfen gerçekleşmesi mümkündür.
Share this article :
 

Yorum Gönder

 
Support : Creating Website | Johny Template | Mas Template
Copyright © 2011. OĞUZHAN HAZAN - All Rights Reserved
Template Created by Creating Website Published by Mas Template
Proudly powered by Blogger